İnme, beyindeki damarlardan birinin tıkanması ya da yırtılması ile meydana gelmektedir. Tıkanma sonucu olan inmeye "tıkaçı inme", yırtılma sonucu oluşana ise "kanamalı inme" denir. Beyin kanaması olarak bilinen inme, her yaşta görülebilmekte ve her 6 kişiden biri hayatının bir döneminde inme geçirebilmektedir. İnmeler, yaşlılarda daha yaygın olmakla birlikte, genç bireylerde de ortaya çıkabiliyor.

İnme durumunda, vücudun bir tarafında güçsüzlük, ani hissizlik, konuşma bozuklukları, baş dönmesi, bulantı, çift görme veya görme alanındaki kayıplar gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu işaretleri fark eden kişilerin hemen ambulans ile en yakın inme merkezine ulaşması oldukça önemlidir. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de birçok inme merkezi kayıtlıdır.

İlk 4,5 saat kritik! Eğer hasta bu süre içinde müdahale edilmezse, tedavi şansını kaybedebilir ve yatağa bağımlı hale gelebilir. Zaman, inmeler konusunda hayati bir öneme sahiptir. Yanlış bilgilendirmelere karşı dikkatli olunmalı; örneğin, "soğuk su dökme" veya "uyusun geçer" gibi yaklaşımlar, oldukça tehlikeli ve etkisizdir. Zamanında müdahale, pıhtı eritme tedavisi mümkün kılmakta ve hastanın geleceğini kurtarabilmektedir.

Pıhtı oluşumu büyük damarları etkileyebilir ve bu durum ölümle sonuçlanabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, inme belirtilerinden birisinin fark edildiği anda hızlı bir şekilde tıbbi yardım alınması gerekmektedir.

İnme riskini azaltmak için hipertansiyon, diyabet ve obezite gibi durumların düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, sağlıklı yaşam tarzı ve Akdeniz tipi beslenme öneriyor. Günlük 30-45 dakikalık düzenli yürüyüşler, kolesterol ve şeker seviyelerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Sigara ve alkolden uzak durmak, fiziksel aktiviteyi artırmak ve sağlıklı beslenme ile inmeye karşı %90 oranında koruma sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki, inme yaşamı tehdit eden bir durumdur ve sağlıklı alışkanlıklar edinerek, bu riski oldukça azaltmak mümkündür.