Eğlence

Yenidoğan Çetesi Davasında Şok Gelişmeler: Savcıya Tehdit ve Cezaları Bekleyen Sağlık Skandalları!

2024-11-28

Yazar: Mustafa

İstanbul'da özel bir hastanedeki yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan 12 bebeğin ihmal sonucu hayatını kaybettiği iddiaları, kamuoyunda büyük bir infial yarattı. Bu skandalın ardından, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürüten savcı Y.E., bazı şüpheliler tarafından tehdit edildi. Olayla ilgili olarak 22 tutuklu ve 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede yer alan suçlamalar arasında, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" gibi ağır suçlar bulunuyor. Ölen 10 bebek "maktul", 5 kişi "müşteki" olarak tanımlandı.

Soruşturma çerçevesinde, iddialara göre, yenidoğan yoğun bakım üniteleri, sosyal güvenlik kurumundan haksız ödeme almak amacıyla doluluk oranlarını şişirmek için düzenbazlıklarla yönetiliyordu. Özel hastanelerde gerçekleşen bu uygulamalar, sağlık hizmetlerinin kalitesini hiçe sayarak bebeklerin hayatlarını riske attı.

Son dönemde ele geçirilen telefon kayıtlarında, doktorlar ve sağlık personeli arasında yapılan korkunç konuşmalar yer aldı. Örneğin, bir hemşirenin bir bebeğin ölümünü "Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" şeklinde ifade ettiği iddia edilen kayıtta, meslek ahlakının nasıl ayaklar altına alındığı gözler önüne seriliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı rapor, bebeklerin yaşamlarını kaybetmesine yol açan tıbbi eksiklikleri de ortaya koydu. Örneğin, solunum sıkıntısı çeken bir bebeğe müdahale için gerekli cihazın zamanında sağlanmadığı belirtiliyor. Bu tür ihmal vakaları, ebeveynleri yürekleri dağlayarak, ciddi tıbbi hata ve kayıplara neden oldu.

Bebek ölümlerinin yanı sıra, hastanedeki beceriksizlikler de dikkat çekiyor. 6 aylık bir bebeğin, doktoru olmayan bir yoğun bakıma sevk edilmesi ve hemşirenin başına buyruk müdahalesi sonucunda hayata veda ettiği kaydedildi. Bu sorumsuzluklar, bebek ölümlerinin önlenebilir olduğunu kanıtlıyor.

Soruşturmada, savcının maruz kaldığı tehditler, ülkedeki adalet sistemine yönelik saldırıların ne denli ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Bu durum, hem sağlık sektöründe hem de yargı penceresinde büyük bir titizlikle ele alınması gereken bir skandal.

Son olarak, Yenidoğan çetesi davasının gidişatı, sağlık sektöründeki yozlaşmanın yalnızca bir kısmını gözler önüne seriyor. Yasal işlemlerin süreceği bu süreçte, kamuoyu bu tema sayesinde sağlık alanındaki reform ihtiyaçlarını ve hesap verilebilirliği daha iyi kavrayacak.