Yenidoğan Çetesi Davasında Şok İtiraflar! Hemşireden SKG Skandalı
2024-11-19
Yazar: Ali
Türkiye'yi yasa boğan Yenidoğan Çetesi davasının ikinci gününde mahkemede yaşananlar dikkat çekici oldu. Tutuklu hemşire Hasan Basri Gök, bebeklerden para kazanmak amacıyla yapılan usulsüzlükleri gün yüzüne çıkardı. Gök, "Bütün hemşireler epikrizlere yardım ettikleri için para alıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için hastaların yatarak kalmalarını sağlıyorduk," dedi. Gök, bu tür yasa dışı uygulamaların hastane yönetimi tarafından da bilindiğini belirtti.
Duruşmada elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı'nın aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu açıklaması mahkeme heyetini şok etti. Savcılık, bu suça karışmamış olanların müdahil olma taleplerinin reddedilmesini istedi.
Hukuki süreçte ailelerden alınan paralarla ilgili de çarpıcı bilgiler gündeme geldi. Hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "Bebeklerin sağlık durumu iyi olsa bile, SGK primlerini paylaşmak için hastaları gereksiz yere yoğun bakımda tutuyorduk. Hastanelerdeki usulsüzlükleri de ailelerden daha fazla para almak için gizli yaptığımız bu işlemlerle sağlıyorduk," ifadelerini kullandı.
Duruşmada, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi doktor Sare Davutoğlu da izleyici olarak katıldı. Davutoğlu, dava hakkında daha önce bilgi sahibi olduğunu ve ailenin durumuna dikkat çekmek istediklerini belirtti.
Ayrıca, dünkü duruşmada bebek servisiyle ilgili yapılan tüm usulsüzlükler derinlemesine sorgulandı. Hemşirelerin ve doktorların yalnızca SGK'dan daha fazla para almak için gerçeklere uymayan raporlar yazdığı ve kritik durumdaki bebeklerin tedavilerini dahi aksattıkları tespit edildi.
Yenidoğan Çetesi ile ilgili soruşturma, bebeklerin sağlık durumlarının bilinçli olarak ihmal edilip edilmeyeceği sorularını da beraberinde getiriyor. Uzmanlar, şu anda mahkemede yargılanan 47 sanığın ruhsatlarının iptal edilmesinin yanı sıra, faaliyetlerine son verilen hastanelerin listesinde birçok tanınmış sağlık kuruluşunun olduğunu belirtti.
Dava süreci devam ederken, Türkiye'de sağlık sistemindeki bu tür usulsüzlüklerin ne kadar derinlere gittiği de araştırılmaya başlandı. Tüm Türkiye'deki acil sağlık hizmetlerinin nasıl yönetildiği ve bu olayların tekrarlanmaması için neler yapılacağı konusunda geniş kapsamlı bir incelemeye ihtiyaç var.