Bilim

Yenikapı’dan Saraçhane’ye: Gençlik Halleri ve Siyasi Çatışmaların Anatomi

2025-03-23

Yazar: Mustafa

TÜİK verilerine göre 15-24 yaş grubundaki gençler Türkiye nüfusunun %15'ini oluşturuyor. Bu gençlerin büyük bir kısmı Yenikapı ve Saraçhane gibi önemli sosyal alanlarda toplanıyor. Yenikapı’daki gençler, 2016 yılından beri tutuklu olan Selahattin Demirtaş'a olan bağlılıklarını ifade ederken, Saraçhane'dekiler daha çok Ekrem İmamoğlu ile bağ kuruyor gibi görünüyor.

Yenikapı’daki gençlerin çoğunluğunu güvenceli veya güvencesiz işlerde çalışanlar oluştururken, Saraçhane’deki gençler daha çok öğrenci ve orta sınıf ailelerin çocuklarına dayanıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir durum var; her iki gruptaki gençler arasında zihinsel ve sosyal olarak ciddi bir ayrışma gözlemleniyor.

Örneğin, Yenikapı'da bulunan gençler, iktidar ve temsil ettiği değerlerle sorunlar yaşarken, Saraçhane’de kendilerini daha demokratik bir zeminde konumlandırıyorlar. Mansur Yavaş’ın Saraçhane'deki bir mitingde söyledikleri, Yenikapı'daki gençlerin tepkisini çekmiş olabilir. Bu durum, gençler arasındaki siyasi polarizasyonun ne denli derin olduğunu gösteriyor.

Aynı zamanda, milliyetçilik, gençler arasında giderek yükselişte. Saraçhane’deki gençler arasında farklı milliyetçilik yorumları var. Kimi kendisini 'temiz Türk' olarak tanımlarken, diğerleri 'Mustafa Kemal’in askerleriyiz' sloganıyla kendilerini ifade ediyor. Bu tür söylemler, gençlerin siyasi kimliklerini güçlendirmekte ve onlara bir aidiyet hissi aşılamaktadır.

Yenikapı ve Saraçhane arasında farklılıklar olsa da ortak noktaları bulunuyor: Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk, ve iktidara karşı duyulan rahatsızlık. AKP ile olan sorunlarının yan sırasına dikkat çekmek gerekiyor; gençler, devletin artık kendilerine ait olmadığını hissediyor. Bu noktada, bir üniversite öğrencisi şöyle diyor: "Ben muhafazakâr bir ailenin çocuğuyum. Uzun yıllar ailem AKP'yi destekledi ama artık desteklemiyorlar. Gezi Parkı olaylarından dolayı ailemle aramda bir mesafe oluştu."

Saraçhane'ye gelen gençlerin aklında ise Gezi hafızası var; gençler, Gezi yıllarında çocuk olmalarına rağmen oradaki sloganları bugüne taşıyorlar. Gençlerin protesto biçimlerinin sürekliliği, iktidarın baskıcı eğilimlerine karşı bir direnç geliştirmesi bakımından önemli.

Bu gençler, Gezi ruhunun hala toplumda var olduğunu, özgürlük ve adalet taleplerinin önemli bir parçası haline geldiğini ifade ediyorlar. Ancak, farklılık olan düşüncelere karşı toleransları sınırlı; etnik kimlik gibi konular, toplumsal huzuru bozmadığı sürece önemsizleşiyor.

Sosyal medyada yazışmalarında kullandıkları diller, onlara ait olan bir kimlik inşası sürecine işaret ediyor. Bazı gençler, geçmişle yüzleşmekte zorlanıyorlar ve buna dair eleştirilerini açık bir dille ifade ediyorlar. Türkiye'nin sosyolojik bölünmesi, gençlerin aidiyetlerine dair derin bir krizi içermekte ve bu durum toplumsal dinamikleri ciddi anlamda etkilemektedir.

Sonuç olarak, Yenikapı ve Saraçhane’deki gençler arasında bir mücadele var; bu mücadele sadece politik değil, aynı zamanda kimlik ve aidiyet üzerine de yoğunlaşıyor. Gençlerin geleceği, bu dinamiklerin nasıl evrileceğine bağlı olarak şekillenecek.