Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, Beyaz Saray'da eski ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Trump'ın, Ukrayna'nın enerji altyapısı üzerindeki mülkiyet haklarını gündeme getirdiği iddialarına yanıt veren Zelensky, bu tür bir mülkiyet geçişinin asla söz konusu olmadığını vurguladı.

Zelensky, "Geçici olarak işgal altındaki Zaporijya Nükleer Santrali kesinlikle Ukrayna'ya aittir ve bunu herkes kabul ediyor," dedi. Ayrıca, Trump ile nükleer santralin ABD mülkiyetine geçişinin değerlendirilmediğini, yalnızca Rus işgali altındaki tesisin nasıl geri alınacağı konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını belirtti. Çarpıcı bir şekilde, Zelensky, ABD'nin Zaporijya santraline yönelik yatırım planlarını da değerlendirdiklerini dile getirerek, fakat "mülkiyet meselesini kesinlikle Trump ile tartışmadık" ifadesini kullandı.

Rusya'nın işgali altındaki bölgelerde yaşanan gelişmelere de değinen Zelensky, uluslararası topluma Putin'in gereksiz taleplerden vazgeçmesi gerektiğini hatırlattı. Dikkat çekici bir şekilde, Zelensky, Putin'in enerji altyapısına yönelik saldırılarını durdurma sözü verdiğini ancak bu vaadini yerine getirmediğini belirtti.

Bu arada, Britanya Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna'ya yönelik uluslararası bir barış gücü planlamaları için yüksek düzeyde askeri yetkililerle bir araya geldi. Starmer, "Gönüllüler koalisyonu"nun operasyonel aşamaya geçmesi adına atılan adımları olumlu bulduklarını vurguladı. Starmer, "Barış görüşmelerinin başarılı olmasını umuyorum. Fakat başarılı olmaları halinde bile dikkatli olmalıyız, zira Putin her an barış anlaşmasını ihlal edebilir," uyarısında bulundu.

Son olarak, savaşın seyrinde dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Ukrayna, Rusya'nın önemli bir askeri üssüne, insansız hava aracı (İHA) saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırı sonucunda, Sovyet dönemine ait Engels hava üssünde büyük patlamalar meydana geldi. Bu üs, Rusya'nın nükleer kapasiteli bombardıman uçakları ve füzelerinin bulunduğu kritik bir nokta.

Zelensky, Trump'ın Kırım konusunu gündeme getirmemesine ise dikkat çekti ve bu durumun, Trump'ın Ukrayna'nın Kırım'ını Rus toprakları olarak tanıma isteği ile örtüşebileceğini öne sürdü. Herkesin dikkatini çeken bu durum, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.