Meme Kanseri ve Yaygınlığı

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 verilerine göre, her yıl kadınların yaklaşık %30’u meme kanseri tanısı alırken, bu hastalık bugüne kadar 670.000’den fazla kadının hayatını kaybetmesine neden olmuştur.

Doktorun Kişisel Deneyimi

40’lı yaşlarının ortasında olan Amerikalı bir doktor, meme kanseri ile yüzleşirken yaşadığı deneyimleri ve kendi kendine teşhis koyma sürecini paylaşıyor. Sağlıklı olduğunu düşündüğü dönemlerde birden karşılaştığı bu durum, ailesi için endişe etmesine yol açmış.

Teşhis Süreci ve Sonuçları

Son mamografi testine kadar kendisini fit ve sağlıklı hisseden doktor, meme kanseri olma ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünmekteydi. Ancak, test sonuçları hayatını değiştiren bir gerçeklik ile karşı karşıya kalmasına neden oldu. Sağ gögsünde beş adet şüpheli kitle ve anormal görünümlü bir lenf nodu tespit edildi. Bu noktada, işine olan sevgisi ve hastalarına olan sorumluluk duygusu, onu sakin kalmaya itti.

Biyopsi Sonuçları ve Tedavi Süreci

Teşhisten sonra, iki büyük kitle ve lenf nodunun biyopsi sonuçları meme kanserini doğruladı. Ardından bilateral mastektomi ve implant rekonstrüksiyonu geçirdi. Ameliyat öncesi yapılan testler, kemoterapi veya radyoterapi gereksinimi olmadığını gösterse de, tedavi süreci için ek önlemler alması gerektiği belirtildi. Uzmanlar, kanser riskini azaltmak için yumurtalıklarının alınmasını önerdi.

Psikolojik Etkiler ve Rutin Kontrollerin Önemi

Yaşadığı süreçte, kanserin erken evrede tespit edilmiş olmasının bile travmatik etkiler yarattığını ifade etti. Düşük riskli meme kanseri olan hastalarına, hastalığın onları muhtemelen öldürmeyeceği söylenmesine rağmen, bu türden bir hastalığa yakalanmanın psikolojik yükünü her zaman hissettiğini vurguladı. Rutin kontrollerin önemine de dikkat çekti, çünkü böylelikle hastalık erken evrede yakalanabiliyor.

İşine Dönüş ve Öncelikler

Ameliyatından yalnızca iki hafta sonra işe geri döndü. Bu, kendisini kontrol sahibi hissettiği tek zaman dilimi oldu. "Bir doktor olarak, hastalarımı normal yaşantılarına döndürmek için ne kadar hızlı bir şekilde onları destekleyebilirim ile ilgileniyorum" dedi.

Kemoterapi Süreci ve Sosyal Hayat

Kemoterapi sürecine girdikten sonra iş yerinde, meme kanseri ile mücadele eden insanlarla nasıl bir diyaloğa geçeceği konusunda tereddütleri oldu. Geceleri, kendi durumu hakkında kaygılanıyordu. "Bu süreçteki önceliklerim, işime gitmek ve çocuklarımın yanında olmaktı. Sosyal ortamlardan uzak durdum ve dışarıda çok fazla zaman geçirmedim," diye konuştu.

Kendine Dönüş ve Önceliklerin Yeniden Değerlendirilmesi

Kanser, kendisine öncelik vermeyi öğretti. Daha önce önemli gibi görünen birçok şeyin aslında evde ailesi ile geçirdiği zaman kadar değerli olmadığını fark etti. Bu deneyim, hem bir doktor olarak mesleği hem de bir anne olarak aile yaşamındaki önceliklerini yeniden değerlendirmesine neden oldu. Kendine dönmeyi öğrendi.