Dünya

Acemoğlu: Türk Demokrasisi İmamoğlu Tutuklanmadan Önce de Hastaydı

2025-03-28

Yazar: Ali

Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, birçok kişinin inanmadığı suçlamalarla tutuklanmasından önce bile Türk demokrasisinin hastalıklı bir durumda olduğunu ifade etti.

Acemoğlu, 19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan soruşturmalarla ilgili bir yazı paylaşarak Türkiye siyasetine dair düşüncelerini dile getirdi.

Acemoğlu, Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olma konusundaki uzaklığının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘radikal’ kurumsal yaklaşım değişikliklerine gitmesi durumunda mümkün olabileceğini belirtti. Acemoğlu'nun yazısında dikkat çeken bir diğer husus ise, Gezi Parkı'ndan bu yana Türkiye’de yaşanan yaygın protestoların önemiydi.

Acemoğlu, mevcut jeopolitik durumun Türkiye’ye yeni fırsatlar yaratabileceğini ve bu fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Öte yandan, Türkiye’nin NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması ve olası bir savunma birliğinin inşasında önemli bir ortak olabileceği de önemli bir nokta olarak öne çıktı.

Acemoğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Avrupa Savunma Paktı’na katılması durumunda, ülkenin ekonomik ve demokratik yapısı açısından köklü değişimlere gidebileceğini ifade etti. Türkiye’nin, Avrupa pazarlarına açılması ve Avrupa sermayesi ile ortak girişim imkânlarından yararlanması durumunda, verimlilik potansiyelinin önemli ölçüde artabileceğini belirtti. Ekonomik zorluklara rağmen, Avrupa ile entegrasyon sürecinde yaşanan verimlilik artışının Türkiye için büyük fırsatlar sunabileceğine dikkat çekti.

Ancak Acemoğlu, Türkiye’nin demokrasiye olan bağlılığının bu süreçte kritik bir faktör olduğunu da belirtti. Türkiye’nin, demokratik kurumlarındaki bozulmayı tersine çevirmek adına Avrupalı ortaklarına olumlu sinyaller vermesi gerektiğinin altını çizdi. Özellikle, hükümetin sivil toplum faaliyetlerini ve protestoları kabul etmesi, genç nüfusun siyasete katılımını artırması ve toplumsal hareketliliği teşvik etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Sonuç olarak, Türkiye'nin geleceği, Erdoğan'ın kurumsal yaklaşımını değiştirmesi ve demokratik değerleri yeniden kazanma çabasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu yolda ilerlemek isteyen Türkiye, hem iç politikada hem de dış ilişkilerde belirleyici adımlar atmak zorundadır.