Eğlence

Altın Portakal’da Ayakta Alkışlanan Bir Kadın!

2024-10-09

Yazar: Fatma

Mukadderat

Altın Portakal Film Festivali’nde izleyicilerden büyük beğeni toplayan "Mukadderat" filmi, Nur Sürer'in olağanüstü performansıyla dikkat çekiyor. Film, Cide'de yaşayan bir ailenin babasının ölümünden sonra hayatı yeniden sorgulayan Sultan karakteri üzerinden ilerliyor. Sultan, kocasının ölümünden sonra yalnızlık korkusuyla hemen yeni bir eş arayışına giriyor ancak zamanla kendi gücünü ve bağımsızlığını keşfederek yeni bir hayat kurmanın yollarını buluyor.

Mukadderat, bir kadının özgürleşme hikayesini etkileyici bir anlatımla ele alıyor. Festival izleyicisi, bu sıcak ve samimi hikayeyle hemen bağ kurdu. Senarist Erdi Işık, izleyiciye duygusal bir yolculuk sunmak için klasik sinema kalıplarını ustaca kullanmış. Sultan karakterine hayat veren Nur Sürer, performansıyla izleyicinin gönlünü fethediyor. Diğer karakterler Reyhan ve Nevzat da, aile dinamiklerini ve bireysel çatışmaları etkileyici bir şekilde yansıtıyor.

Film, anlatımı açısından oldukça etkileyici ve seyirciye yakın bir deneyim sunuyor. Sultan’ın kocasının potansiyellerini kısıtlayan bir engel olduğu gerçeğini anlaması, oldukça dengeli bir şekilde aktarılıyor. Bu durum film içinde erkek düşmanlığına dönüşmüyor; aksine, kadınların kendi seslerini bulmaları gerektiği mesajı veriliyor. Reyhan’ın, dedikodu çıkaran erkeklerin susturulduğu sahneleri, filmdeki en güçlü anlardan birini oluşturuyor.

Bununla birlikte, Mukadderat, bazı sahnelerde TV filmi estetiği taşımakta. Bu tür sıcak hikayelerin İtalyan veya Akdeniz sineması estetiğiyle daha iyi ifade edilebileceği düşünülüyor. Güzel görsellerin ve derin atmosferlerin izleyiciye sunulmadığı bazı sahnelerde, karanlık ve gölgelerin de anlatıma katkıda bulunması bekleniyor. Genel olarak, Mukadderat, izleyiciye derin bir acıyı hissettiren ve etkileyici bir seyir deneyimi sunan bir yapım olarak festivalde önemli bir yer edindi.

Hatırladığım Ağaçlar

Ülkemizdeki sinema dünyasında babalar teması, sıklıkla işleniyor. "Hatırladığım Ağaçlar" filminde ise iki problemli baba ve onların çocuklarının hikayesini takip ediyoruz. Bahar, karnındaki bebeğiyle, alkol bağımlısı babası Cemal ve yarı felçli oğlu Mahir’in yanına sığınmak zorunda kalan bir kadın. Bu iki baba, Bahar'ı kabul etseler de, aslında onun için çok az fayda sağlayacaklardır.

Film, hem düz hem de ters narratif yapısıyla, sorunlu aile dinamiklerini irdeliyor. Bahar’ın durumunu geniş bir perspektifte inceleyen film, izleyiciye umut aramak için bir yol sunarken, karakterlerin içsel çatışmalarını da gözler önüne seriyor. Ancak, film boyunca atmosferi destekleyecek görsel öğe eksiklikleri ve didaktik diyaloglar, deneyimi olumsuz etkileyen unsurlar arasında. Erhan Tuncer'in belirli yönetmenlik tercihleri, izleyici için rahatsız edici olabiliyor.

Sonuç olarak, her iki film de izleyici için duygusal bir yolculuk sunarken, sinematografik açıdan da önemli dersler çıkarabileceğimiz yapımlardır. 'Mukadderat' gibi güçlü bir performans ve hikaye yenilikleri arayan izleyiciler için bu filmler kaçırılmaması gereken yapımlar!