Bilim

Deniz ve Okyanusların Korunmasında Tarihi Adım: Türkiye Yeni Sözleşmeyi İmzaladı!

2024-10-03

Türkiye, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’de okyanusların korunması için tarihi bir adım attı ve ‘Açık Denizler Sözleşmesi’ni imzaladı. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, bu gelişmenin önemine vurgu yaparak, “2020 yılına kadar okyanusların %30'unun korunması için yasal bir altyapı oluşturuldu” dedi. Bu sözleşme, ülkelerin açık okyanuslardaki biyolojik çeşitliliği koruma ve sürdürülebilir kullanımını sağlama konusunda bir araya gelmiş olmasını sağlıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BM 79’uncu Genel Kurulu’nda imzaladığı bu sözleşme ile Türkiye, yasaların ve uluslararası anlaşmaların öngördüğü gibi açık denizlerin korunması için karar alıcı ülkeler arasında yer alacak.

Daha öncesinde, büyük bir boşluk olan açık denizlerin korunması ihtiyacı, 19 Haziran 2023’te imzalanan bu sözleşme ile karşılanmış oldu. Bugüne kadar 104 ülke tarafından imzalanan bu sözleşmenin, 60 ülkenin meclisinde onaylanması gerekiyor ki bu da 2025 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor.

Sözleşme, deniz kaynaklarının sürdürülebilir ve adil kullanımını ön plana çıkarıyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Levent Bilgili, açık denizlerin korunmasında “kirleten öder” ilkesini benimseyen bu anlaşmanın önemine dikkat çekti. Levent Bilgili, “Anlaşmanın önemi, açık denizlerin sürdürülebilirlik ilkelerine göre yönetilmesi için gösterilen iradede yatıyor. Temiz okyanuslar hedefleniyor; bu sayede balık stoklarının korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele için okyanusların sağlığının önemini vurguluyoruz,” ifadelerini kullandı.

Öztürk, dünya okyanuslarının %55'inin kimseye ait olmadığını vurgulayarak, “Uluslararası işbirliği, tüm ülkelerin açık sulardan faydalanmasını sağlamak için elzemdir. Okyanuslar, tüm dünya için büyük bir yaşam alanı ve kaynak sağlar,” dedi. Ayrıca, denizlerdeki kontrolsüz avcılığın, kirlenmenin ve tehlikeli atıkların artış gösterdiğini belirten Öztürk, “Tüm bu sorunlar, açık denizlerdeki denetimsizlik nedeniyle devam ediyor ve bu nedenle korunmaya ihtiyaç var,” diye ekledi.

Yaşamsal öneme sahip olan deniz canlılarının, içindeki besin kaynakları ve ekosistem dengesi açısından korunması gerekiyor. Küresel ölçekte, dünya balık stoklarının %31’inin aşırı avlandığını, %26,3’ünün ise tehlike altında olduğunu belirten Öztürk, Türkiye’nin Akdeniz’in korunmasında daha fazla çaba göstermesi ve Avrupa Birliği ülkeleriyle işbirliği yapması gerektiğini ifade etti.

Anlaşmanın sadece başlangıç olduğunu belirten Öztürk, Türkiye’nin açık denizlerdeki tüm sorunları aşmak için çalışmalar yürüteceğini vurguladı. “Bu, uzun soluklu bir süreç; her sorunu bugünden yarına çözemeyiz ama sorunlar ortaya çıktıkça çözüm yolları da geliştirilecektir,” dedi. Böylece, bütün dünya için denizlerin korunması adına atılan bu adım, tarihi bir gelişme olarak kaydedilecektir.