Son dönemde yapay zeka, sadece teknoloji alanında değil, dolandırıcılık suçlarında da sıkça kullanılmaya başlandı. Ankara'da faaliyet gösteren 17 kişilik bir yazılım şirketi, geçtiğimiz Aralık ayında İngiltere merkezli 'AlverraTech' isimli bir firmayla iş görüşmesi yapmaya başladı.

Dolandırıcılar, düzensiz ve dikkat çekici web siteleri ile LinkedIn hesapları üzerinden kendilerini tanıtarak, işletmeyi ikna etmeyi başardılar. İlk olarak e-posta ile irtibata geçen firmalar, ardından Zoom toplantıları düzenleyerek süreçlerini hızlandırdı. Karşı tarafın akıcı İngilizcesi ve net kamera görüntüsü, şirket yetkililerini oldukça yanıltıcı bir şekilde etkiledi. Özellikle, 'Kara' soyadına sahip bir Türk vatandaşı olduğunu iddia eden yöneticinin açıklamaları, dolandırıcıların oyununa katkı sağladı.

Ankara'daki yazılım firması, yabancı müşteri için özel bir e-ticaret altyapısı geliştirmek üzere 5 milyon TL'lik bir sözleşme imzaladı. Proje tamamlandıktan sonra, ödeme bekleyen firma şok edici bir gerçekle karşılaştı: Yapay zeka sistemi aracılığıyla dolandırıldıklarını anladılar.

Olayı hukuki olarak araştırmak için yargıya başvuran firma, yapay zeka desteğiyle dolandırıldıklarını belirtti. Ancak, dolandırıcıların izine dair herhangi bir somut delil olmadığından yasal süreç başlatılamadı. Şirket sahibi, yaşadıkları süreci anlatırken 'Bu durum bizi hem maddi olarak hem de psikolojik olarak derinden etkiledi' ifadelerini kullandı.

Bu tür dolandırıcılık olaylarının artması, yapay zekanın kötü niyetli kullanımlarının cezai yaptırımlarını gündeme getirmekte. Uzmanlar, yapay zeka teknolojilerinin güvenli bir şekilde kullanılması için hem yasal düzenlemelerin yapılması hem de kullanıcıların bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Dolandırıcılık yöntemlerinin evrimine tanık olduğumuz bu dönemlerde, şirketlerin risk yönetim stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri zorunlu hale geliyor.