1. Avcılık İçin İnşa Edilen En Eski Yapı

Alman kıyılarından yaklaşık altı mil uzakta, Baltık Denizi'nin tabanında yaklaşık 70 fit su altında yatan bir taş duvar, Avrupa'da avcılık için inşa edilmiş bilinen en eski yapı olarak değerlendiriliyor. Bu duvar, üç fit yüksekliğe kadar uzanıyor ve büyük çoğunluğu tek bir kişi tarafından taşınabilecek kadar küçük olan 1.600'den fazla taştan oluşuyor. Rostock Üniversitesi'nden arkeolog Marcel Bradtmöller, "En olası hipotez, insan yapımı olduğu" bilgisini veriyor.

2. Asvan Nekropolü Keşfi

2019 yılında Milano Üniversitesi'nden Mısır bilimci Patrizia Piacentini, Güney Mısır'daki antik sınır şehri Asvan'ın dışındaki bir alanda çalışmalara başladı. İlk sezonlarında, Piacentini'nin ekibi, Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı ile işbirliği yaparak, antik çağda yerleşmiş olan Nil kıyısındaki bir tepeye oyulmuş birkaç mezar keşfetti. Piacentini daha yakından incelediğinde, sarı kumdaki koyu lekelerin kerpiç varlığını açıkça gösterdiğini fark etti. "Burada deneyelim," dedi. "Bence bir mezar var." Gerçekten de MÖ 2. yüzyıldan MS 2. yüzyıla kadar uzanan 46 erkek, kadın ve çocuğun kalıntıları ile heykelcikler ve mumyalanmış figürlerin bulunduğu devasa bir mezar ile karşılaştı.

3. Dinozor Vadisi'nin Fosilleri

Bir diğer dikkat çekici keşif ise yaklaşık 140 milyon yıl önce, Erken Kretase döneminde, dinozorların kuzeydoğu Brezilya'da bıraktıkları fosilleşmiş ayak izlerinin olduğu yer... Bu bölgeye Dinozor Vadisi adı verildi. Ancak son yıllarda bilim insanları, antik halkların 9.000 ila 3.000 yıl önce bu alanın yakınında bulunan ve dinozor ayak izlerine çok yakın konumda yer alan geometrik tasarımlarla süslenmiş kayalara kazıdıkları murallar üzerinde pek fazla durmadılar. Brezilya Ulusal Tarihi ve Sanatsal Miras Enstitüsü'nden Leonardo Troiano liderliğindeki disiplinlerarası bir ekip, 16 bin metrekarelik bir alanda 50'den fazla petroglifi tanımladı ve drone ile fotoğrafladı.

4. İskitlerin Gizemini Aydınlatan Buluntular

Sibirya'nın ıssız bir bölgesinde yapılan bir keşif, İskitlerin kökenleri ile ilgili yeni bilgilere ışık tuttu. İskitler, MÖ 900 ile 200 yılları arasında Avrasya Bozkırı ve Doğu Avrupa'da gelişen at merkezli göçebe savaşçılar olarak biliniyorlar. MÖ 5. yüzyılda yaşamış Yunan tarihçi Herodot, İskitlerin kraliyet cenazelerinde uyguladığı ritüel hakkında bilgiler veriyor. Güney Sibirya'daki Tuva Cumhuriyeti'nde kazı yapan arkeolog ekibi, MÖ 9. yüzyıla ait bir höyüğün tepesinde parçalara ayrılmış insan ve hayvan kalıntıları buldu. Arkeolog Gino Caspari, bu bulguların Herodot'un anlatımlarını doğruladığını belirtti.

5. Roma İmparatorluğu'ndan Süslü Bir Mezar

Son olarak, Roma İmparatoru Augustus'un (MÖ 27 - MS 14) yönetimi altında İspanya'da görevli yüksek rütbeli bir askere ait süslü bir mezar keşfedildi. Pompeii'de, yer seviyesinin yaklaşık 30 fit altında bulunan yarım daire şeklindeki mezarlar, sadece sekiz tanesi kalmış durumda. Mezarda yer alan yazıt, mezarın şehir meclisinin emriyle Numerius Agrestinus Equitius Pulcher adlı bir adama adandığını gösteriyor. Ancak arkeologlar, Numerius'un daha önce bilinmeyen bir pozisyon olan Autrigones valisi görevine atandığını keşfettiler. Autrigones, Cantabria Savaşları sırasında MÖ 29-19 yıllarında Augustus tarafından fethedilen İspanya'nın Cantabria bölgesinden bir Keltiber kabilesi olarak bilinmektedir.