Teknoloji

Dünyayı Sarsan Olof Palme Suikastında Şok Gelişme! Yapay Zeka, 38 Yıllık Gizemi Çözdü mü?

2024-10-01

Yazar: Zeynep

Dünya, 28 Şubat 1986 tarihinde Stockholm'den gelen bir haberle sarsıldı. İsveç'in sosyal demokrat başbakanı Olof Palme, eşi, oğlu ve oğlunun kız arkadaşıyla birlikte sinemaya gitmişti. Her zaman olduğu gibi yanındaki korumaları yoktu. Palme, sinema çıkışında kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından yakın mesafeden açılan ateş sonucu iki kurşunla vurularak hayatını kaybetti. Eşi Lisbet de bu saldırıda yaralandı. Silahsızlanma savunuculuğu yapan bir siyasetçinin, silahlı bir saldırıya hedef olması, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.

Aradan geçen 38 yılda, Palme suikastı ile ilgili yüzlerce teori ortaya atıldı. Bazıları cinayetin arkasında CIA veya KGB gibi ulusal istihbarat kuruluşlarının olduğunu öne sürerken, bazıları ise Palme’nin silah kaçakçılarını rahatsız ettiği için öldürüldüğünü iddia etti. Soruşturmada terör örgütü PKK'nın adı da geçiyordu.

Özellikle son 30 yılda birçok farklı teori geliştirildi. Örneğin, 1986 tarihli CIA raporunda suikastın, "KGB'nin klasik dezenformasyon kampanyalarından biri" olduğu ifade ediliyordu. 1995 yılında Alman Die Zeit gazetesinde yayınlanan bir makalede saldırının, aşırı sağcı İsveçli polis memurları tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyordu.

İsveç polisi, uzun süreli soruşturma sonrasında nihayet bir isim olarak grafik tasarımcı Stig Engström'ü "olasılıkla katil" olarak ortaya çıkardı. Başsavcı Krister Petersson, 10 Haziran 2020'de Engström’ün cinayeti tek başına işlediği sonucuna vardıklarını açıkladı. Sonuç olarak dosyayı kapatmak durumunda kaldıklarını belirtti.

Ancak Engström’ün suikast tanımında nasıl bu kadar önemli bir isim haline geldiği sorgulanmaya devam ediyor. Olayla ilgili ilk araştırmaları yapan gazeteci Thomas Pettersson, Engström’ün suikastle bağlantısını 2018 yılında bulmuştu.

İsveç haber kaynaklarında Engström'ün, Palme'nin vurulduğu yerin hemen yanındaki Skandia finans şirketinde çalıştığına dair bilgiler yer alıyordu. Olay günü Engström, saat 23:19’da binadan çıkmış ve iki dakika sonra Palme vurulmuştu. İfadesinde yolda yürürken kaldırımda birini gördüğünü ve kan gördüğünü söylemişti, ancak bu ifadelerin ne kadar doğru olduğu belirsizliğini koruyor.

Son yıllarda yapay zeka teknolojisinin gelişmesi, Olof Palme suikastına yeni bir bakış açısı kazandırdı. Filt isimli yapım şirketinin belgesellerden sorumlu yöneticisi Jon Jordas, yapılan analizler sonucunda Engström’ün yüzünün, diğer şüphelilerle karşılaştırıldığında daha az benzerlik taşıdığını ifade etti.

Yapay zekanın yaptığı analizde Christer Pettersson isimli bir başka şüpheli, Engström’e göre daha yüksek bir benzerlik oranı ile öne çıktı. Pettersson, 1989 yılında Palme'nin cinayetiyle suçlu bulunmuş, ancak 1990 yılında beraat etmişti. Engström’un durumunun daha da karmaşık hale gelmesi, yokluğu ve suça karışmış gibi görünmeyişi, birçok soru işareti bırakıyor.

En dikkat çeken detaylardan biri de Christer Andersson isimli şüpheliydi. Andersson, Palme’nin vurulduğu yere yakın bir yerde yaşıyordu ve .357 Magnum tabanca sahibiydi. Ancak Andersson, silahını balistik incelemeden geçirmeyi reddetti. 1995 yılında Andersson, bir yabancıya silahını sattığı iddialarıyla dikkat çekti, ancak bu sorunları pek ciddiye almadı. 2008'deki intiharıyla birlikte, Palme cinayetindeki bağlantıları hala belirsizliğini koruyor.

Yapay zeka ve teknolojinin bu suikast üzerindeki yeni etkileri, soruşturmanın ne zaman yeniden açılacağı veya daha fazla belgeye ulaşılıp ulaşılmayacağı açısından merak konusu. Olof Palme suikastının ardındaki gerçeklerin ne zaman, hangi koşullar altında ortaya çıkacağı ve kimlerin sorumlu tutulacağı hala belirsizliğini koruyor.