Ülke

Ertuğrul Özkök: Ankara'da Amok Koşusu, Antalya'da Pikachu Koşusu ve MHP'den Gelen Umut Verici Mesaj

2025-03-30

Yazar: Ayşe

Pikachu'yu çok seviyorum.

Son 10 gündür Türkiye'den dünyaya yayılan tek sempatik görüntü kesinlikle onunki.

İstanbul'un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun sabah evinden alınıp götürülmesiyle başlayan olaylar, Türkiye'nin dünya üzerindeki imajını tam 46 yıl öncesine, 12 Eylül 1980'e döndürdü.

Bir haftadır Türkiye'den gelen görüntüler, özellikle Avrupa medyasında dikkat çekici bir benzerlik gösteriyor.

Antalya'da ise polisin müdahalesinden sonra kaçan gençler arasında bir Pikachu kostümü giymiş genç dikkat çekti. Bir anda sosyal medyada fenomen haline geldi.

Türkiye'nin bugünkü iktidarı ve rejimi ne kadar korkunç bir şekilde temsil ediliyorsa, bu rejime karşı çıkan gençleri de o kadar sevimli kıldı.

Antalya'daki Pikachu, gergin bir ortamda bile gülümsemeye çalıştı. Pikachu, 783 hayali Pokemon karakterinden biri. Sarı tüylü ve yuvarlak çizgileri ile rahatça tanınan bir karakterdir.

Gerginlikten kaçınması gereken Pikachu, Antalya'da 'Ne mutlu bana' derken aslında herkesin yüzünde bir nebze de olsa gülümseme oluşturbildi.

Gençlerin bu davranışları, Türkiye'nin içinde bulunduğu karamsar havayı bir nebze olsun dağıttı. 18-19 Mart’ta sosyal medyada paylaşılan görüntülerle birlikte ilk defa gülümsüyoruz.

Bugün Türkiye, bir Amok koşusu yaparken, bu Pikachu koşusu ile hepimize umut veriyor.

Evet, bugün bayram... Hepinizin bayramını kutluyorum.

Ünlü Meksikalı yazar Octavio Paz'ın dediği gibi bayramlar toplumların durup düşünme anlarıdır. Umarım bugün ülkemizin bütün vatandaşları sakin bir şekilde yoğun olayları değerlendirir.

Ankara’daki karar vericilerin de durup düşünmeleri gerekiyor. Eğer bir ülkede adalet duygusu zedelenirse, insanlar kendi ülkelerindeki adalete inanmaz hale gelir.

Bu durum, sosyolojide 'anomi' olarak adlandırılır. Anomiyi nasıl çözebiliriz?

İnsanları korkuyla değil, ülkelerine bağlılıkla bir arada tutmanın yollarını aramalıyız.

Dün MHP’den gelen bir mesaj ise beni umutlandırdı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, "Mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir," dedi. Bu yorumumu tutuksuz yargılama fırsatı olarak değerlendiriyorum.

Tüm bunlar, ortamı yumuşatacak olumlu bir adım olabilir.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye’ye yönelik mesajı da cesaret vericiydi. "Avrupa'nın demokrasi yolunda ilerleyen bir Türkiye'ye ihtiyacı var,” demesi, önemli bir noktayı işaret ediyor.

Bugün yurttaşlar demokratik haklar istiyor. Anayasal adalet ve özgürlük talepleri her zamankinden daha ciddi.

Sonuç olarak, umutsuzluğa kapılmadan, içimizdeki iyimserliği beslemeliyiz.

Unutmayalım ki, umudun kapısı her zaman aralıkta. Hepimiz bu gemideyiz ve şimdi daha fazla bir arada olmak zorundayız!