İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları artarken, bu durum Türk askerinin görev süresinin uzatılması konusunu da gündeme getiriyor. Önümüzdeki günlerde toplanacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Lübnan Tezkeresi hakkında önemli bir görüşme yapılması bekleniyor. Türkiye, 2006 yılında İsrail ve Hizbullah arasındaki savaşı sonlandırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararına dayalı olarak BM Lübnan Geçici Kuvveti (UNIFIL) görevine katılmıştı.

Eski diplomat ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, İsrail’in BM Barış Gücü'ne yönelik saldırılarını ve TBMM’deki Lübnan Tezkeresi’ni değerlendirirken, bu tür saldırıların uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğine dikkat çekti. Türmen, “BM Barış Gücü’ne karşı kuvvet kullanılması, uluslararası hukukun bariz bir ihlalidir. Bu durum, BM Barış Gücü’nün amacı olan çatışma sonrası güvenliğin sağlanmasını tehdit eder,” ifadelerini kullandı.

Türmen, İsrail’in yaptıklarının BM Güvenlik Konseyi’nin etkili bir yanıt vermesini zorunlu kıldığını belirterek, “Uluslararası hukukun ihlal edildiği bu koşullarda İsrail’e tazminat ödemesi talep edilebilir ve ağır yaptırımlar uygulanabilir. Ancak bu maddelerin gerçekleştirilmesi için Güvenlik Konseyi’nin onayı şart. Aksi takdirde, BM Barış Gücü’nün kredibilitesi zedelenir,” dedi.

Türmen, İsrail’in saldırıları nedeniyle diğer ülkelerin de BM Barış Gücü’ne asker göndermekte iki kez düşüneceğini vurguladı. “Orada görev alan askerlerin can güvenliği sağlanamaz hale gelir. Bu sadece İsrail ve Lübnan Hizbullah’ı ile ilgili değil, aynı zamanda BM Barış Gücü’nün geleceğiyle de doğrudan ilgili,” diye ekledi.

Zor bir karar verildiğini belirten Türmen, “Lübnan Tezkeresi’ni değerlendirirken Türk askerlerinin güvenliğinin nasıl sağlanacağını düşünmek zorundayız. Aksi halde, Türkiye’nin asker göndermesi durumu daha da sorunlu hale gelecektir. Bu nedenle, Güvenlik Konseyi’nden açık bir güvenlik garantisi talep edilmesi gerekir,” ifadelerini kullandı.

Sonuç olarak, Türmen, Lübnan Tezkeresi’nin dikkatlice değerlendirilmesi ve Türk askerlerinin güvenliğinin önceliklendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası ilişkiler açısından kritik bir dönemece girdiğini gösteriyor. Herhangi bir yanlış adım, Türk askerlerinin can güvenliğini tehlikeye atabileceği gibi, Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını da olumsuz etkileyebilir. Bu bağlamda, TBMM’nin alacağı karar büyük bir önem taşıyor.