Financial Times’ın haberine göre, “yabancı yatırımcılar, 25 milyar dolarlık müdahaleye rağmen Türkiye’ye temkinli yaklaşıyor.” Son günlerde yaşanan siyasi gelişmeler, yatırımcıların güvenini sarstı.

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla, Türk lirası dolar karşısında 40 seviyesinin üstüne çıkarak tarihi dip seviyeye geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasını korumak için sadece birkaç gün içinde 25 milyar dolarlık rezerv kullandı.

2023 seçimlerinin ardından göreve gelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın politika değişiklikleri, net rezervlerin 65 milyar dolara kadar yükselmesini sağladı. Ancak, yatırımcıların Erdoğan’ın bu iki ismi görevden alabileceği endişesi, piyasalarda güven sorununu artırıyor. Financial Times, bu durumun Türkiye’nin ekonomik istikrarı için büyük tehlike oluşturduğunu vurguladı.

Rezervlerdeki erimenin “siyasi maliyet” olarak değerlendirildiği haberde, Erdoğan’ın muhalefeti ekonomik sabotajla suçladığı ve Merkez Bankası’na destek verdiği belirtiliyor. “Ekonomi politikamızın kazanımlarına zarar verilmesine asla izin vermeyiz” şeklindeki açıklama da dikkat çekti.

Şimşek ve Karahan’ın geçtiğimiz günlerde yabancı yatırımcılarla yaptıkları görüşmede, “TL’yi istikrara kavuşturmak için ne gerekiyorsa yapacağız” mesajı verildi. Ancak uzmanlar, bir yılda biriktirilen rezervin bir haftada eritilmesini “siyasi kararın ekonomik maliyeti” olarak tanımlıyor.

Hedge fonların döviz piyasasında hızlı hareket etmeleri, TL’nin değer kaybını hızlandırdı. JPMorgan’a göre, Türkiye'ye yönelik carry trade işlemlerinin büyüklüğü 35 milyar dolar civarındayken, yüksek faiz politikasıyla getirilen yabancı yatırımcılar TL’deki sert değer kaybıyla pozisyonlarını hızla kapattı.

Yerli yatırımcılar henüz büyük çaplı “dolarizasyona dönüş” yaşamasalar da, piyasa bu riske karşı tetikte kalmayı sürdürüyor. Şimşek’in açıklamalarına göre, geçen hafta piyasadan çıkan yatırımcıların üçte ikisi yabancı, yalnızca onda biri yerli oldu.

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından sokaklarda yaşanan gerilimin piyasaları etkileyebileceği düşünülüyor. Erdoğan’ın geçmişte de merkez bankası başkanlarını görevden almasıyla birlikte, yatırımcılar “politik risk primi” hesaplarını yeniden yapmak zorunda kaldı.

Şimşek ve Karahan’ın hâlâ görevde olması, şimdilik bir güven unsuru teşkil etse de, bu durumun her an değişebileceği endişesi sürüyor.

Yatırımcılar arasında, geleneksel olmayan politikalara dönülmesi olasılığı “küçük ama ciddi bir risk” olarak değerlendiriliyor. Federated Hermes’ten Mohammed Elmi, “Eğer Erdoğan mevcut ekonomi yönetimini görevden alırsa, piyasalar uçurumun kenarına gelir” dedi.

Türkiye’nin ekonomik geleceği üzerindeki belirsizlik devam ederken, yatırımcıların tavırları ve güven algısı büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor.