Eğlence

Gizli Taciz Sistemi: Sektördeki Sessizlik Neden Devam Ediyor?

2024-11-24

Yazar: Elif

Son zamanlarda genç oyuncu adayları arasında dolaşan bazı acı gerçekler, sektördeki karanlık taciz sistemini gözler önüne seriyor. "Başarı için soyun", "Rolü kapmak için sınırlarını zorla" gibi birçok akıl dışı telkin, genç yeteneklerin hayallerini kabusa dönüştüren sözler olarak algılanıyor. Sanat adı altında normalleştirilen bu taciz uygulamaları, gençlerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak istismar edilmesine yol açıyor.

B.A. adlı bir kişinin senaryo değiştirerek birçok oyuncuyu audition'a çağırdığı ve ne yazık ki bu kişinin oyunculardan ahlaka aykırı talepler de bulunduğu iddia ediliyor. Ancak sektör içerisinde bu konuyla ilgili konuşmak isteyen kimsenin olmaması dikkat çekici bir durum. Sessizlik, bu karanlık sistemin en büyük koruyucusu gibi görünüyor.

B.A'nın, tüm oyuncu adaylarının çektiği videolarla oluşturduğu bir koleksiyonu olduğuna dair korkutucu söylentiler var. Bunun sonucunda birçok genç oyuncu adayı mahkemeye başvurmuş ve oyuncu sendikasına ardı ardına şikayetlerde bulunmuş durumda. Hiç kimse bir oyuncu adayından, sanatı bahane ederek bedeninden ya da onurundan ödün vermesini isteyemez.

Bu sistemin görünmez kurallarını yıkmak, sektördeki herkesin sorumluluğu altında. Bu mesele yalnızca oyuncuları değil, yapımcıları, yönetmenleri ve toplumun tamamını ilgilendiriyor. Çünkü sessizlik, suçu güçlendirir.

B.A. gibi isimlerin sektörde varlık göstermeye devam etmesi, bu karanlık sistemin sürmesini sağlıyor. Eğer sektör net bir tavır almazsa, genç oyuncuların hayalleri bu sistemin kurbanı olmaya devam edecek. Sanat, bir bedel değil, bir değer yaratma sürecidir. Bu değer, her şeyden önce insan onurunu korumayı gerektirir.

Günümüzdeki bu sorun yalnızca erkek egemen bir sistemin değil, aynı zamanda toplumun genelindeki cinsiyet eşitsizliğinin bir yansımasıdır. Kadın ve erkek oyuncuların eşit koşullarda mücadele etmeleri gerektiği gerçeği göz ardı ediliyor.

Bu ortamda, genç yeteneklerin güvende hissetmeleri ve sanatlarını özgürce icra edebilmeleri için bir değişim şart. Tüm oyuncuların ve sektör bileşenlerinin bu konuda seslerini yükseltmesi gerekiyor. Herkesin onurunun, sanatlarının önünde tutulduğu bir gelecek için birlikte mücadele etmemiz şart! Sonuçta: Sanat, insanlığın en derin hislerini ortaya koyar; peki, biz onu nasıl koruyoruz? Unutmayalım ki, bir toplumun sanat anlayışı, o toplumun insanlık haliyle doğrudan ilişkilidir.