Yazar David Robson'ın "Bağlantı Yasaları / Güçlü Bir Sosyal Ağ Kurmanın Bilimsel Sırları" adlı kitabı, tartışmaların nasıl daha yapıcı geçirileceğine dair basit konuşma tekniklerini ortaya koyuyor. Robson, insanlar arasında daha açık fikirlilik sağlamak için bu tekniklerin etkili olduğunu savunuyor.

Filozof Karl Popper, bilimdeki dogmaların tehlikeleri hakkında 'Bilginin büyümesi tamamen fikir ayrılığına bağlıdır' şeklinde bir değerlendirme yapmıştı. Bu yaklaşım, farklı dünya görüşleri için de geçerlidir. Önemli olan, bir tartışmayı yapıcı bir şekilde sonlandırmanın yollarını bulmaktır.

Robson, kişisel deneyimlerimizi tartışmalarda paylaştığımızda, diğer insanların argümanlarımızı dinleme olasılığının önemli ölçüde arttığını belirtiyor. Yapılan çalışmalar, tartışmalarda daha açık fikirli olmanın sıklıkla meraklı bir tutum sergilemekle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Meraklı Olun

Ciddi anlaşmazlıkların başlıca nedenlerinden biri 'Dostluk Çalışması' adı verilen bir anketin sonuçlarından ortaya çıkıyor. Bu çalışmada katılımcılardan, kendileriyle aynı fikirde olmayan biriyle tartışmayı hayal etmeleri istendi. Katılımcılar genelde karşılarındaki kişiyi ikna etme niyetinde olduklarını dile getirdiler; ancak farklı görüşleri anlamak ve öğrenmek için aynı derecede çaba sarf etmeyi yeterince önemsemedikleri görüldü.

Robson, tartışmalarda karşı tarafın iyi niyetli bir iletişim kurma niyetini görebilmek ve saygı göstermek gerektiğini vurguluyor. Karşıdaki kişinin bakış açılarına karşı merak gösterirsek, fikirleri anlamaya yönelik bir bağlantı kurmak mümkün olabilir. Bu, çoğu zaman doğru soruları sormakla başlar.

Stanford Üniversitesi'nden yapılan bir araştırmada, katılımcılara üniversitede yeni bir sınav sistemi hakkında yapılan tartışmada, meraklı sorular sormanın tartışmaların tonunu olumlu şekilde değiştirdiği gözlemlendi. Katılımcılar, düşüncelerini aktarabilmeleri için daha fazla istekli hale geldiler.

Kişisel Olun

Kendinizi ifade ederken, kişisel deneyimlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Kuzey Carolina Üniversitesi'nden yapılan bir araştırma, bu tür kişisel deneyimlerin argümanınızı güçlendirebileceğini gösteriyor. 251 katılımcı üzerinde yapılan çalışmada, kişisel deneyimlerin sosyal ve siyasi konuları ele alırken nasıl bir etkisi olduğunu incelemiştir.

Katılımcılara, konuları ele alırken hangi stratejilerin daha etkili olduğunu sorduğunda, nezaketle başlamak bir numara olurken, kişisel deneyimler belirli bir yer edindi. Kubin’in araştırmaları, kişisel deneyimlerin ikna etme konusunda etkili bir araç olduğunu göstermektedir. Gerçek yaşamdan yöndürtme gerektiren tartışmalarda, deneyimleri paylaşmak dinleyicide daha büyük bir saygı uyandırıyor.

Nezaketten ödün vermeden, karşı tarafın görüşlerine saygı göstererek iletişim kurmak, iletişim ve anlayışı artırarak daha samimi bir ortam yaratacaktır. Winnipeg Üniversitesi'nden yapılan bir TARAMA çalışmasında, nezaketin iletişimde kritik bir rol oynadığı ve kaba davranışların karşınızdaki kişiyi yabancılaştırma ihtimalinin yüksek olduğu belirtilmiştir.

Sonuç olarak, bilim, merak göstermek, kişisel deneyimlerinizi paylaşıp doğru tavırla iletişim kurarak, daha sağlıklı bağlantılar kurabileceğinizi kanıtlıyor. Böylelikle insanlarla olan iletişimde daha akılcı bir dünya görüşü de kazanmış oluyorsunuz.