Almanya Federal Meclisi (Bundestag), geçtiğimiz hafta Avrupa ortak savunma planı çerçevesinde altyapı, savunma ve iklim koruma yatırımları için milyarlarca Euro'luk harcama artışı planını onayladı. 23 Şubat'ta yapılan seçimler sonrası koalisyon müzakerelerinde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından anayasada değişiklik yapılması yönündeki teklif, Meclis'te 207'ye karşı 513 oyla kabul edildi.

MERZ: BU BİR SAVAŞ

Yapılan anayasa değişikliğine göre ülkenin savunması için yapılacak büyük harcamalar, borç freni uygulamasının dışında tutulacak. CDU/CSU Federal Meclis Grubu Başkanı ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı Friedrich Merz, oylama öncesindeki konuşmasında, Almanya'nın savunma harcamalarını artırma planının, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaştan kaynaklandığını belirtti.

Merz, "Bu, Avrupa'ya karşı bir savaştır; sadece Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne değil, ülkemize karşı da her gün yürütülen bir savaştır." dedi.

ALMANYA'NIN ÇILGIN PLANI AVRUPA'YI TETİKLEDİ

Bugün Politico'da yayımlanan 'Almanya'nın büyük harcama atağı AB'yi tedirgin ediyor' başlıklı makalede, Merz'in Alman sanayisini desteklemek istediği, ancak diğer AB ülkelerinin haksız rekabet endişesiyle alarma geçtiği iddia edildi.

Politico'ya göre, Almanya'nın müttefikleri, Berlin'in uzun zamandır beklenen 'kesenin ağzını açma' kararını genel olarak memnuniyetle karşıladı, ancak ABD ile ticaret savaşı tehdidinin arttığı bir zamanda gerçekleşen radikal harcama planlarının ülkede haksız bir rekabet avantajı sağlayabileceği yönünde endişeler var.

AVRUPA'NIN EN BÜYÜK İKONOMİSİ ARASINDAKİ UÇURUM BÜYÜYOR

Önümüzdeki on yılda büyük ölçekte savunma, altyapı ve yeşil enerjiye yönelik 1 trilyon Euro'ya ulaşması beklenen ek harcamalar, Almanya'nın düzenli bütçesi üzerindeki baskıyı azaltacak ve diğer alanlarda daha fazla harcamaya olanak tanıyacak. Bu fonun bir kısmı şimdiden sanayilere yönelik sübvansiyonlara ayrılmış durumda. Bu, Alman şirketlerinin AB'nin diğer bölgelerindeki rakiplerine kıyasla daha avantajlı bir konum kazanmasına yol açabilir.

AB'nin Almanya'dan sonra en büyük ikinci ekonomisi olan Fransa'dan bir bakan, isim vermeden Politico'ya konuşarak, "Almanya konusunda dikkatli olmalıyız." dedi.

Fransa, İtalya ve İspanya'nın da dahil olduğu bir grup hükümete öncülük ederek, silah yatırımları için Avrupa'nın ortak borçlanması fikrini defalarca gündeme getirmiş ancak Almanya bu teklifi kesin bir dille reddetmiştir.

İSVEÇ'TEN UYARI: KURALARIMIZ VAR

İsveç'in AB işlerinden sorumlu bakanı Jessica Rosencrantz da yaptığı açıklamada, "Almanya'nın savunma harcamalarında ciddi artışları memnuniyetle karşılıyorum. Almanya önemli bir ülke, ancak devlet yardımı konusunda katı kurallarımız var." dedi.

Devlet yardımı, bir devletin veya kamu kaynaklarını kullanan bir kamu otoritesinin belirli şirketlere veya sektörlere sağladığı mali avantajlardır. Avrupa Birliği bağlamında, 'devlet yardımı' kavramı özellikle önemlidir, çünkü rekabeti bozma riski taşıdığı için katı kurallara tabidir.

Bu dinamikler ışığında, Almanya'nın aldığı bu kararların, birçok Avrupa ülkesinde siyasi tartışmalara yol açması bekleniyor. Özellikle doğu ve batı Avrupa arasındaki güvenlik dengeleri, bu harcamaların yaratacağı rekabet ortamıyla daha da karmaşık bir hale gelebilir.