Suriye

Suriye topraklarına giren ilk İsrail lideri Netanyahu oldu

Haber Merkezi - Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesiyle birlikte, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, önemli bir gelişme yaşattı. 7 Aralık'tan sonra İsrail ordusunun girdiği Hermon Dağı bölgesinde konuşan Netanyahu, buranın "İsrail'in güvenliği için öneminin arttığını" vurguladı. Böylece, Netanyahu, Suriye topraklarına giren ilk İsrail lideri unvanını kazanmış oldu.

Netanyahu, Hermon Dağı'ndaki ordu operasyonlarının "İsrail'in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar" devam edeceğini belirtti. Hermon Dağı'nda bulunduğu sürede yaptığı açıklamada, bölgedeki askeri varlıklarını güçlendirme taahhüdünde bulundu.

Hermon Dağı'nın stratejik önemi

NewsWeek, Netanyahu'nun Suriye topraklarına giren bir lider olarak tarihe geçtiğini bildirdi. Hermon Dağı, coğrafi konumunun yanı sıra Suriye, Lübnan ve İsrail'e olan yakınlığı nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Uzmanlar, İsrail'in bu eylemlerinin 1974 ateşkesi anlaşmasını ihlal etme riski taşıdığını ve bu durumun bölgenin istikrarsızlığını artırabileceğini dile getirdi.

Yeni birlikler konuşlandırıldı

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, İsrail Savunma Kuvvetleri, Lübnan ve Suriye sınırına yeni askerî birlikler konuşlandırdı. Bu adım, İsrail'in güvenliğini pekiştirmeye yönelik bir stratejik planın parçası olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in Suriye saldırıları

Suriye'deki çatışmaların yoğunlaşmasının ardından, 8 Aralık'ta Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı olarak, İsrail ordusu Suriye’ye yönelik saldırılarını artırdı. İsrail, rejim ordusundan geriye kalan askeri altyapıyı hedef alarak, Golan Tepeleri'ndeki varlığını genişletti. Golan Tepeleri'ndeki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, Şam'ın 25 kilometre kadar yakınına kadar ilerlemiş durumda. Unutulmaması gereken bir diğer önemli bilgi ise, İsrail'in Suriye’ye ait Golan Tepeleri'ni 1967'den beri kontrolü altında tuttuğudur. 1974'te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması sonucu belirlenen tampon bölge sınırları ise, iki ülke arasındaki çatışmayı önlemek amacı gütmektedir.

Bu gelişmeler ışığında, bölgedeki hava sıcaklığı artarken, uluslararası toplumun bu durumu nasıl ele alacağı merakla bekleniyor. Sıcak çatışma ortamının yeni tehlikelere yol açıp açmayacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.