Nissan ve Honda'nın Birleşme Çabaları: Otomotiv Devi Olma Yolunda Neler Oluyor?
2024-12-23
Yazar: Zeynep
Bir zamanlar Japon otomotiv sektörünün parlayan yıldızı olan Nissan, eski CEO'su Carlos Ghosn’un tutuklanmasının ardından geçirdiği yıllarda toparlanmaya çalıştı ancak hala birçok zorlukla yüzleşiyor.
Nissan, üretim düşüşleri ve düşük kâr oranlarıyla karşı karşıya. Rakiplerine göre ürün gamını yenileme konusunda yavaş kalan şirket, elektrikli araç pazarında da önemli bir gerileme yaşadı. Şimdi, çözümler ararken yolunu Honda ile iş birliği yapmaya yöneltti.
Wall Street Journal’da yer alan analizlere göre, bu iki dev otomobil üreticisi, birleşme ihtimalleri üzerine görüşmeler gerçekleştirdiklerini açıkladı. Japonya'nın iki büyük rakibi olan bu markaların, bir çatı altında birleşmesi, bir zamanlar imkânsız olarak düşünülüyordu. Ancak Nissan’ın zayıflaması, iki şirketin birbirine daha da yaklaşmasına neden oldu. Bu yıl içerisinde maliyetleri paylaşma ve elektrikli araçlar üzerine birlikte çalışma planları duyuruldu.
Birleşme görüşmeleri, Nissan'ın hisse değerinin iki işlem gününde %30'dan fazla artmasına, Honda'nın ise aynı süreçte yaklaşık %5 değer kaybetmesine yol açtı. Olası bir birleşme, Japon otomobil üreticilerini, elektrikli araç pazarında liderliği ele geçiren ve hızla büyüyen Çinli rakiplerine karşı güçlendirebilir.
Honda için bu birleşme, yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili yüksek maliyetlerin paylaşılması anlamına geliyor. Japon hükümeti, otomotiv sektöründeki Çin karşısındaki rekabet gücünden endişe duyuyor. Bu nedenle teknoloji araştırmalarını sübvanse eden hükümet, böyle bir birleşmeyi memnuniyetle karşılayacağını belirtti.
Nissan, Mitsubishi Motors'un en büyük hissedarı olup teknoloji iş birliğine devam ediyor. Honda, Nissan ve Mitsubishi bir araya geldiğinde yıllık sekiz milyondan fazla araç satışı gerçekleştiriyor, böylece büyük bir güç oluşturuyor.
Ancak, bu iki şirketin birleşme anlaşmasını gerçekleştirmeden önce aşmaları gereken bazı zorluklar bulunuyor. Honda ve Nissan, farklı şirket kültürlerine sahipken, aynı pazardaki SUV ve sedan segmentlerinde rekabet ediyorlar.
Nissan’ın yaşıyan sorunlarının başında, Fransız otomobil üreticisi Renault ile olan uzun süreli ittifakı yer alıyor. 2018 yılının sonlarında CEO Carlos Ghosn’un tutuklanmasından bu yana Nissan tam anlamıyla toparlanmış değil. Ghosn'un iddiaları yalanlaması ve bir yıl sonra Japonya’dan kaçması, şirketin yönetiminde büyük değişimlere yol açtı.
Ghosn’un düşüşüyle birlikte Nissan, büyüme planlarını tersine çevirdi ve 2019'da işten çıkarmalar ve fabrikaların kapanma duyurularında bulundu. Küresel satışlar, 2018’deki 5,6 milyon adetten geçen yıl 3,4 milyona düştü. Renault ile yaşanan gerginlikler, geçen yıl bir anlaşmayla sona erdi ve Nissan'ın bağımsızlığını kazanmasına katkı sağladı.
Ancak bağımsızlık, Nissan için beklenildiği kadar rahatlatıcı olmadı. Şirket, benzinli araçlarla (örneğin Rogue SUV ve Altima sedan) satış yaparken, yeni nesil teknolojilere yatırım konusunda zorluklar yaşıyor. CEO Makoto Uchida, Kasım ayında açıkladığı maliyet azaltma planıyla birlikte, milyarlarca dolarlık tasarruf ve 9.000 kişilik iş gücü azaltımını hedefliyor.
Kaynakları birleştirmek, Japon otomobil üreticilerine global satışlarda Toyota’ya yaklaşma fırsatı verebilir. Ancak Nissan, maliyet düşürme çabalarına rağmen Ar-Ge yatırımlarını sürdürebildiğini öne sürdü. Nissan sözcüsü, "Ayrıca ölçek avantajından faydalanmak için akıllı ortaklıklar kurmaya devam edeceğiz" dedi.
Olası bir ortaklık Renault’nun onayını gerektirebilir. Ancak analistlere göre, anlaşma Fransız otomobil üreticisi için olumlu bir gelişme olacaktır. Çünkü zor durumdaki Nissan, Renault’nun kazanımlarını olumsuz etkileyen bir yük haline gelmiş durumda. Bayilerde yaşanan güvensizlik, sektör üzerindeki baskıları artırıyor.