Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı. UCM'nin kararını, X sosyal medya platformunda "UCM Ön Yargılama Dairesi I, İsrail Devleti'nin yargı yetkisine ilişkin itirazları reddetti" şeklinde duyurdu.

Netanyahu ve Gallant'a yöneltilen suçlamalar arasında cinayet, zulüm ve insanlık dışı eylemler yer alıyor. Ayrıca, mahkeme kararında, ikilinin sivillere yönelik saldırı emri verdiğine dair delillerin bulunduğu belirtildi. Türkiye ve diğer bazı ülkeler kamuoyunda bu durumu yakından takip ediyor.

UCM'nin çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanması, Roma Statüsü'nün 86 ve 87. maddeleri gereğince taraf ülkelerin yükümlülüğünde bulunuyor. Yani, Netanyahu ve Gallant, UCM'ye taraf herhangi bir ülkeye girmeleri durumunda, o ülkenin yetkili makamları tarafından tutuklanmak zorundalar. Ancak daha önce, Sudan'ın eski lideri Ömer el-Beşir ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında çıkan tutuklama emirlerinin uygulanmasında zorluklar yaşanmıştı.

Etkileyici bir gelişme de, İsrail ordusunun 1 Ekim'de resmi olarak duyurduğu Lübnan'a karadan saldırı sırasında yaşandı. İsrail ordusunun çatışmalarda bir askerin daha hayatını kaybettiğini bildirmesiyle birlikte, kayıplar toplamda 45'e yükseldi. Ancak asıl dikkat çeken detay, yaşanan çatışmada 71 yaşındaki araştırmacı Zeev Erlich'in Hizbullah tarafından öldürülmesi oldu.

Erlich, Lübnan sınırını izinsiz geçerken askeri üniforma giymiş ve silah taşıyordu. Yerel medyada, onun Lübnan'daki bir arkeolojik alanı araştırmak üzere sınırı geçtiği ifade edildi. 71 yaşındaki adamın, Akdeniz kıyısına yakın bir kalıntıyı incelediği ve bunun Hizbullah tarafından pusuya düşürülmesi sonucu hayatını kaybettiği bildirildi.

İsrail ordusu, Erlich'in izinsiz geçişinin sorgulandığını ancak yaşlı adamı yedek binbaşı olarak kabul ettiğini belirtti. Erlich, günlük hayatında tur rehberliği yapıyor ve özellikle İsrail'in işgali altındaki Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimcilerin tanıdığı bir isimdi. Ölüm haberi, arkasında ciddi yankılar uyandırdı; bazı yerleşimciler onu 'yaşayan bir efsane' olarak nitelendirdi.

Bu olay, bölgedeki gerginliği daha da artırırken, işgal altındaki topraklarda yaşanan olaylar ve insani durum üzerine uluslararası tepkiler gelmesi bekleniyor. Özellikle insan hakları savunucuları, bu tür tutuklama emri ve savaş durumlarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini savunuyor.

Hizbullah, 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail ordusu ile sürekli çatışma halindeyken, Lübnan'a yapılan kara harekâtı ve hava saldırıları sonrası, bölgedeki durum gitgide daha karmaşık bir hale geliyor. Nitekim, sadece bir hafta içinde yaşanan bu olaylar, bölgedeki siyasi ve askeri dinamikleri köklü bir şekilde değiştirebilir.