Türkiye, Afrika'da ''istenen ülke'' konumuna yükseldi! ABD'nin stratejisi için önemli fırsat
2024-12-10
Yazar: Ayşe
SETA Dış Politika Direktörlüğü'nden Dr. Tunç Demirtaş'ın analizinde, ABD Başkanı Joe Biden'ın görev süresinin sona ermesine kısa bir süre kala Angola'ya gerçekleştirdiği ziyaretin anlamı ele alındı.
ABD Başkanı Joe Biden, görevinin bitimine 50 gün kala Angola'ya tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. 2-4 Aralık tarihleri arasında yapılan bu ziyaret, aynı zamanda bir ABD başkanının Afrika'ya gerçekleştirilen ilk ziyareti olma özelliğine sahip. Son 9 yıl içerisinde bir ABD başkanının Afrika’ya yaptığı en önemli ziyaretler arasında yer alıyor.
BIDEN'IN ANGOLA ZİYARETİNİN STRATEJİK ANLAMI
Biden'ın Angola ziyareti, ABD'nin yakın gelecekteki Afrika politikalarına dair ipuçları veriyor. Bu ziyaret, Amerikan hegemonyasının Afrika’ya olan ilgisinin, Donald Trump yönetiminde de devam edeceğini ve uzun vadeli stratejik bir yaklaşımın benimseneceğini gösteriyor. Biden yönetimi, Trump döneminin sınırlı angajmanını aşarak Afrika ile daha derin ve sürdürülebilir işbirlikleri kurmayı hedefliyor. Afrika'daki ekonomik çıkarlarını koruma amacı güden ABD, aynı zamanda Çin ve Rusya'nın kıtadaki etkisini dengelemeye yönelik stratejiler geliştiriyor.
Biden'ın Angola'daki görüşmeleri, güvenlik ve ticaretin yanı sıra Lobito Koridoru Projesi, insani yardımlar ve enerji yatırımları gibi önemli konuları içeriyor. Biden, Angola'yı enerji ve altyapı projeleri ile Batı odaklı tedarik zincirlerinin önemli bir merkezi haline getirmeye çalışıyor. Angola'nın, Çin yerine Batı ülkeleriyle işbirliği yaparak ABD için önemli bir müttefik olma potansiyeli bulunuyor.
LOBİTO KORİDORU'NUN ÖNEMİ
Lobito Koridoru, Angola'nın Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Zambiya ve Tanzanya ile olan bağlantısını güçlendiren kritik bir proje olarak öne çıkıyor. Bu proje, Hint Okyanusu ile Atlantik Okyanusu'nu birbirine bağlarken, Çin'in etkisini dengeleme ve Afrika'daki ticaret yollarını kontrol altında tutma amacını taşıyor. Ayrıca bu koridor, kritik mineraller olan kobalt ve bakır gibi kaynakları da güvence altına almayı hedefliyor.
Bunun yanı sıra, Lobito Koridoru kapsamındaki koruma alanları, Angola, Namibya ve Zambiya gibi ülkelerden oluşan daha geniş bir coğrafi alanı koruma altına almayı amaçlıyor. Bu durum, ekonomik getirileri yüksek kritik sektörlere yönelik Trump'ın ilgisini artırabilir.
GELECEK YATIRIM PLANLARI
Biden'ın ziyareti, Afrika'daki enerji ve altyapı projelerine yatırım yapmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Önümüzdeki yıllarda ABD'nin Afrika'daki varlığının artması ve küresel güç mücadelesinin kıtanın farklı alt bölgelerinde yoğunlaşması bekleniyor.
Bunun yanı sıra, Türk şirketlerinin de burada aktif olma ihtimali yüksek. Türkiye'nin Afrika'ya yönelik artan ilgisi ve yerel işbirlikleri, Türk girişimciler için büyük fırsatlar sunabilir. Türkiye’nin bu bağlamda bölgedeki jeopolitik konumu ve kültürel geçmişi, Türk-Afrikan işbirliğini güçlendirecek unsurlar arasında yer alıyor.
TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ POTANSİYELİ
Türkiye, Afrika'da kendine özgü bir politika sergileyerek, kıta ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendiriyor. Bugün birçok uluslararası aktör Afrika'da jeopolitik amaçlarla bulunurken, Türkiye'nin bu bölgedeki varlığı bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Türkiye için Afrika'nın önemi, diğer ülkeler için sadece bir pazar olmaktan öte, bir stratejik işbirliği alanı olmasındadır. Bu durum, Afrika’da Türk karşıtlığı yerine toplumlar nezdinde Türkiye’ye artan bir toplumsal destek sağlamaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Afrika'da istenen ülke konumunda olması, ABD açısından da önemli bir fırsat sunuyor. Trump döneminde, ABD'nin Türkiye ile bölgesel işbirliğine yönelmesi bekleniyor. Tüm bu dinamikler, Türkiye'nin Afrika'daki etkinliğini artırarak stratejik bir oyuncu haline gelmesine yardımcı olabilir.