Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, bir sağlık örgütünün düzenbazlıklarına dair çarpıcı detaylar yer aldı. İddiaya göre, örgütün lideri Dr. F.S. ve yöneticisi Dr. İ.G., hastanelerin durumuna bakmaksızın bebek hastaları usulsüz yollarla anlaşmalı hastanelere sevk ederek kâr elde ettiler.

Savcılık fezlekesi, şüphelilerin bebeklerin uzun süre hastanede kalmasını sağlayarak SGK'den yüksek ücretler aldığını ortaya koydu. Bu süreçte, solunum tedavisinde kullanılan 'curosurf' adlı ilacın bebekler üzerindeki kullanımlarının sahtekarlıkla üçüncü kişilere satıldığını belirtti.

Zanlıların, özellikle yabancı uyruklu ailelerin çaresizliğinden faydalandıkları ve yüksek tedavi masrafları talep ettikleri kaydedildi. İlgili sağlık çalışanlarıyla sürekli iletişim halinde olan F.S., hastanelerdeki sağlık çalışanlarına düzenli ödemeler yaparak onları rüşvetle kontrol altında tutmayı başarmış.

Ambulans Şoförüne Şok Teklif

Özel bir hastanede görevli bir idarecinin, kamu görevi yapan şüpheli bir ambulans şoförüne, hasta başına 10 bin TL teklif ettiği ifade ediliyor. Bu durum, bebeklerin hayatını tehlikeye atan bir sistemin parçası olarak değerlendiriliyor.

Henüz iki bebekten birinin ölümcül durumu karşısında, Dr. F.S. 'En azından ben gelene kadar yaşasın' demiş. Bu olayın ardından bebeklerden birinin ölüm saatinin gizlenmeye çalışıldığı belirtildi.

'Pasif Ötenazi' Uygulaması Yargılanıyor

Fezlekede, bebeklere gerekli tedavi ve bakımların yapılmayarak aslında pasif ötenazi uygulandığı vurgulandı. Türkiye'de aktif ve pasif ötenazinin yasak olması nedeniyle, bebeklerin hayat haklarının ihlal edildiği ortaya konuldu.

Bu durum, bebeklerin gereken sağlık hizmetini alamayarak enfeksiyon kapmalarına ve bazı durumların ölümle sonuçlanmasına yol açtı. Fezleke, 19 farklı sağlık kuruluşunun 'mali olarak sorumlu' tutulduğunu açıkladı.

Sağlık Sistemindeki Kötü Yönetim

Söz konusu sağlık kuruluşları, bebeklerin sağlık durumlarının iyileştirilmesinden çok maddi kazanç elde etmek amacıyla hareket etti. Bu süreçte, bazı hemşirelerin gerekli eğitim sertifikalarına sahip olmadığı, sahte raporlar düzenledikleri ve dolayısıyla sağlık sisteminin içindeki ciddi sorunları gözler önüne serdiği ortaya çıkmıştır.

Sonuç ve Beklentiler

Bu olay, Türkiye’nin sağlık sisteminin büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu, yenidoğan bebeklerin hayatlarının tehlikede olduğunu ve bu tür yolsuzlukların derhal önüne geçilmesi gerektiğini gösteriyor. Sağlık Bakanlığı'nın bu olayı derinlemesine araştırması ve gerekli önlemleri alması bekleniyor. Bebeklerin haklarının savunulması, toplum olarak hepimizin sorumluluğu!