Bilim

Türkiye'nin Deprem Korkusu: Sakarya'da 2 Katlı Bina Yerle Bir Oldu!

2024-10-10

Yazar: Hatice

Türkiye'nin Deprem Korkusu

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Deprem anında binaların yıkılması, yalnızca yükseklikleriyle değil, aynı zamanda zeminin kalitesi ve yapının frekansı ile de doğrudan ilişkilidir. Sakarya’daki Çark Caddesi, 1999 Gölcük Depremi sırasında bu olayın en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Yüksek katlı binaların her zaman daha fazla zarar gördüğü düşünülse de, alçak katlı yapılar da ‘rezonansa’ yakalandıkları takdirde yıkılabilir.

Binaların Doğal Frekansı ve Yıkım

Deprem anında binaların vücudu gibi titreşen doğal frekansları vardır. Prof. Dr. Güney Özcebe, yaptığı açıklamalarda, bir binanın deprem dalgaları ile rezonansa girmesinin yıkım ile sonuçlanabileceği uyarısında bulundu. Bunun sebebi, depremin meydana getirdiği dalgaların frekansı ile yapının doğal titreşim frekansının örtüşmesidir. Örneğin, kaya zeminde inşa edilen bir yapı ile kum ya da çamur üzerine inşa edilen bir yapıya gelen aynı dalga, her iki yapıda farklı etkilere yol açabilir. Kaya zemininde olan yapı, dalganın doğal periyodu ile buluştuğunda yıkılabilirken, zayıf zemin üzerindeki yapı buna maruz kalmayabilir.

Çark Caddesi'nin Durumu

Prof. Dr. Özcebe’nin belirttiğine göre, 1999 Gölcük Depremi sırasında Sakarya’daki Çark Caddesi’nin bir tarafı ağır hasar aldı, diğer taraf ise az hasar gördü. Bunun nedenleri ise yapısal farklılıklar ve zemin özelliklerinden kaynaklanıyordu. Cadde üzerindeki binalar, bir tarafta sert zemin diğer tarafta yumuşak zemin olmasından dolayı farklı etkilere maruz kalarak yıkıldı. Sakarya'nın riskini artıran bir diğer faktör ise deprem yönetmeliklerinin o tarihlerde yeterince sıkı uygulanmamasıydı.

Gelecek için Dersler

1999 depremleri sonrasında Türkiye'de yapısal güvenlik üzerine büyük bir farkındalık oluştu. Ancak, yapılan imar affı uygulamaları ile birçok riskli yapı hala ayakta durmaya devam ediyor. İstatistiklere göre, 2023 yılı itibarıyla İstanbul, İzmir'den sonra en çok imar affı yapılan şehir konumundadır. Prof. Dr. Özcebe, bu affın, 'depreme dayanaksız yapılar' problemi açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Sonuç ve Öneriler

Geçmişte yaşanan depremler, Türkiye’nin geleceği için ders alınması gereken önemli olaylardır. Sakarya’daki yıkımlar, sadece doğal afetlerin değil, aynı zamanda yapı kalitesinin ve zemin seçimlerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve mevcut binaları güçlendirmek için gerekli tedbirlerin alınması hayati öneme sahip. Türkiye'nin dört bir yanında, depreme dirençli mimari uygulamalara geçilmediği takdirde, gelecekte daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalınabilir.