Yenidoğan çetesi davasında beşinci gün, 112 Acil Servis çalışanı Gıyasettin Mert Özdemir'in etkileyici ifadeleriyle başladı. Özdemir, kendisini doktor olarak tanıttığını ve bazı hastanelerle maaş karşılığında anlaşma yaptığını kabul etti. Sanık, hem yetişkin yoğun bakımda hastaları yönlendirdiğini hem de hastalardan para aldığını itiraf etti. Özdemir’e, “Kazancım düşerse taburcu süresi de düşer” ve “Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?” şeklinde geçen tapeleri hatırlatıldığında, bu ifadelerin gereksiz olduğunu savundu.

Davanın ilerleyen kısımlarında Dr. Dursun Eryılmaz'ın savunmasına geçildi. Eryılmaz, çalıştığı yenidoğan servisinin Fırat Sarı tarafından işletildiğini yalnızca son beş ayda öğrendiğini belirtti. Özdemir, hastaların hızlı sevk edilmesi için diğer hastanelerle bağlantılar kurduklarını ve acil durumlarda yeterince ambulans olmadığını dile getirdi. Özdemir, İstanbul’da yalnızca dört kuvözlü ambulans bulunduğunu ve bu nedenle hastaların zamanında tedavi edilmesi için böyle bir yöntem geliştirdiklerini iddia etti.

Bu davada şok itiraflar sadece sanıklardan gelmedi. Sanık Serdar Yüksel, borca girdiği için bebeklerin hastanelere sevk edilmesi karşılığında para aldığını itiraf etti. Yüksel, ayrıca Gıyasettin Özdemir ve Fırat Sarı’dan da para aldığını kabul etti. Yüksel’in bu açıklamaları, davanın seyrini değiştirecek nitelikteydi.

Ayrıca, çete lideri Fırat Sarı’nın asistanı Sümeyye Nur Arslan, Sarı’nın evde bakım hizmetleri alanına girmeyi planladığını ve bu bağlamda kendisinden vekalet aldığını oldukça çarpıcı bir şekilde açıkladı. Arslan, hastaların tedavi süreçlerinde yaşadıkları zorlukları ve Sarı’nın bu süreçte nasıl bir rol oynadığını aktardı.

Davada, sanıkların savunmaları ve itiraflarının yanı sıra, sağlık sistemi içindeki aksaklıklar, hasta nakillerinin zorlukları ve özel hastaneler ile kamusal hastaneler arasındaki çatışmalar da gündeme geldi. Mahkeme başkanı, savcıların soruşturma sürecindeki tutumlarını sorgulayarak, adaletin sağlanması için her yönüyle inceleme yapılması gerektiğini belirtti.

Yenidoğan çetesi davasında yaşanan bu olaylar, sağlık sektöründeki yozlaşma iddialarını ve hasta haklarını ciddi şekilde gündeme getirmiş durumda. Davanın nasıl sonuçlanacağı ve anlatılanların arkasındaki gerçeklerin ne olacağı merakla bekleniyor.