Zambiya Kadar Olamadık mı?
2024-11-19
Yazar: Fatma
Kısa adı “WJP” olan Dünya Adalet Projesi tarafından hazırlanan “Hukukun Üstünlüğü Endeksi” verilerine göre Türkiye, dünya ülkeleri arasında 117. sırada yer alıyor. Merkezi ABD'de bulunan bu kuruluş, 2012 yılından beri ülkelerin hukukun üstünlüğüne ne kadar bağlı olduklarını ölçmekte ve Türkiye ile ilgili olumsuz sonuçlar açıklamaktadır.
FETÖ’cü hesaplar ve ülkemizde faaliyet gösteren yabancı ajanslar tarafından paylaşılan bu endekse göre, demokratik seçimlerin yapılmadığı, askeri yönetimlerle idare edilen bazı ülkeler bile hukukun üstünlüğüne Türkiye’den daha fazla riayet ediyor. Türkiye’nin 142 ülke arasında 117. sırada yer aldığı 2024 raporunda Vietnam 81, Zambiya 103, Ruanda 40, Gana 62 ve Morityus 46. sırada!
Mantıklı düşünen herkes, yalnızca Türkiye’nin önünde gösterilen ülkeleri dikkate alarak bu endeksin objektif olmadığını kolayca anlayabilir. Ancak Türkiye'de algıların gerçeklerin önüne geçtiği, sosyal medyada yayılan yalanlarla siyasete ve medyaya yön verildiği bir durum söz konusu. Afrika kabile devletlerinin hukukun üstünlüğünde Türkiye'nin önünde olduğunu düşünen ve kendini “aydın” zanneden milyonlar, bu yanıltmalara kolayca inanıyor.
Peki, işin aslı nedir? Bu ilginç endeksi hazırlayan WJP, 2006 yılında Amerikan Barolar Birliği Başkanı William H. Neukom tarafından kurulmuştur. Kendilerini “Dünyada hukukun üstünlüğü ilkesini geliştirmeyi amaçlayan, kar amacı gütmeyen bağımsız bir organizasyon” olarak tanımlıyorlar. Ancak, ne kadar bağımsız oldukları sorgulanabilir; çünkü en büyük fon sağlayıcıları ABD Dışişleri Bakanlığı’dır. Ardından küresel ölçekli özel şirketler ve Açık Toplum Vakıfları, ABD ve İngiltere merkezli kalkınma ajansları gelmektedir. Yani finansal açıdan bağımsızlıkları söz konusu değildir.
Bu endeksi hazırlayanların ve doğruymuş gibi lanse edenlerin tek bir amacı var: Türkiye’de hukukun askıya alındığı yalanıyla ülkeye muhtemel uluslararası yatırımcıları engellemek. Türkiye’nin iddia ortaya koyduğu tüm alanlarda siyasi ve ekonomik baskı uygulamak.
WJP endeksi hazırlarken sadece sözde bir anket çalışması yapılmıştır. 3 büyük şehirde 1039 kişi ile görüşülmüştür. Nüfusu Türkiye'den neredeyse 20 milyon az olan Fransa’da aynı anket 1040 kişi ile yapılmış. 48 milyonluk İspanya'da ise 1051 kişi ile! Temsili düzeyi düşük anketler, şüpheli bağışçılar vs. Net bir operasyonel çalışma olduğu izlenimi veriyor.
Türkiye’ye karşı önyargılarla dolu WJP endeksine tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un şu ifadesi önemlidir: "Masa başında hazırlanmış, bilimsel değeri olmayan, sırf Türkiye’yi karalamaya yönelik endeksleri öne alarak, adeta onların Türkiye’de sözcülüğünü yaparak, Türk yargısını bağımsız olmamakla suçlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne büyük bir haksızlıktır."
Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan yapılan tek haksızlık hukuksal sınırlı değildir. Ayrıca basın özgürlüğü sorunumuz da var. İnternette her yıl sistematik bir şekilde dolaşıma sokulan "Türkiye basın özgürlüğünde sınıfta kaldı" başlığıyla duyurulan haberleri göreceksiniz. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından hazırlanan basın özgürlüğü listesinde 158. sıradayız! Son bir yılda 170 gazeteciyi öldüren İsrail, o listede bizim önümüzde bulunuyor! Demokrasinin askıya alındığı ülkeler bile Türkiye’nin önünde gösteriliyor basın özgürlüğü konusunda! Bu nasıl bir saçmalık?
Türkiye'nin hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü konusunda alması gereken mesafe elbette vardır. Ancak operasyonel listelerle, masa başı endekslerle bu ülkeyi karalamaya çalışanların tuzağına düşmemek gerekiyor. Türkiye'nin hukuksal ve basın özgürlüğü durumunu, katil İsrail’in, Afrika ülkesi Ruanda’nın ve Zambiya'nın gerisinde olduğunu düşünmek, bir akıl tutulmasıdır. Bu durum acil tedavi gerektirmektedir.