Dünya

Çin, Uyuşturucu Kaçakçılığına Karışan Dört Kanada Vatandaşını İdam Etti

2025-03-21

Yazar: Ayşe

Çin hükümeti, bu yılın başlarında dört Kanada vatandaşı uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla idam cezasına çarptırdı. Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, konu hakkında yaptığı basın toplantısında, idam edilen kişilerin hem Kanada hem de Çin vatandaşlığına sahip olduğunu belirtti.

Joly, bu durumu "şiddetle kınıyoruz" diyerek ifade etti ve tüm idamların uyuşturucu suçlarıyla ilgili olduğunu vurguladı. Bakanlık, 2019 yılında benzer bir suçlamayla ölüm cezasına çarptırılan başka bir Kanadalı vatandaşı Robert Schellenberg'in şu anda infazdan kurtulduğunu açıkladı. Schellenberg, Çin'e sadece turist olarak gittiğini savunarak sürekli masum olduğunu iddia etmekteydi.

Uzmanlar, bu idamların 2018 yılından bu yana devam eden Çin-Kanada-ABD arasındaki siyasi gerginliklerle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Bu gerginlik, Çinli teknoloji devi Huawei'nin üst düzey yöneticisi Meng Wanzhou'nun 2018 yılında Kanada'da tutuklanmasıyla başlamıştı. Olayın ardından, Çin iki Kanadalıyı tutuklayarak misilleme yapmış ve Meng ile tutuklu Kanadalılar 2021 yılında serbest bırakılmıştı.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, ülkesinin "yasalara uygun bir şekilde" hareket ettiğini belirterek, "Uyuşturucu suçlarıyla mücadele tüm ülkelerin sorumluluğudur" ifadesini kullandı. Mao, Çin'in hukukun üstünlüğüne bağlı bir ülke olduğunu ve farklı milliyetlerden sanıklara eşit davrandıklarını söyleyerek bu idamların gerekçelerini savundu.

İnsan hakları kuruluşlarına göre, Çin her yıl binlerce kişiyi idam etmekte ancak bu ceza istatistiklerini devlet sırrı olarak saklamaktadır. Uluslararası insan hakları savunucuları, bu durumu kınayarak Çin'in insan hakları sicilinin düzeltilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Siyasi gerginliklerin yanı sıra, Çin yakın zamanda Kanada tarım ve gıda ürünlerine 2,6 milyar dolar değerinde yeni vergiler getirdi. Bu adım, Kanada’nın geçen yıl Çin ürünlerine koyduğu vergilere misilleme olarak değerlendiriliyor. Kanada'daki yetkililer, bu durumu diplomatik ilişkilerde daha da gerginleşen bir dönem olarak görmekte. Tüm bu gelişmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşeceğine işaret ediyor.